YKS 2024'e Evden Hazırlanın! 7/24 Online Eğitim

Hemen İncele
Rehberlik

Verimli Ders Çalışma Teknikleri Nelerdir?

Verimli Ders Çalışma Taktikleri

Bu yazımızda TYT, AYT, LGS, KPSS ve DGS sınavlarına hazırlanan adaylar için verimli ders çalışma tekniklerini ayrıntılı olarak ele alacağız. Yazının tamamını okuduktan sonra ders çalışmaya dair bütün sorularınıza yanıt almış olmanızı ümit ediyoruz. Yazıyı okuduktan sonra mutlaka kafanızda bir şeylerin değiştiğini fark edeceksiniz. Belirteceğimiz hususlar dışında aklınıza takılan soru olursa yorum kısmından sorabilir, diğer arkadaşların da faydalanmasına yardımcı olabilirsiniz. Yazının uzunluğu sizi korkutmasın. Zira yararlı bilgileri dar cümlelere sığdırmaktansa geniş bir biçimde açıklamayı daha uygun gördük.

Çalışmak hayatımızın her evresinde var. Küçükten büyüğe herkesin çalıştığı bir alan, hazırlandığı bir sınav, ulaşmak istediği hedefler vardır. Bu hedeflere ulaşma yolunda bilinçli adımlar atmak onlara ulaşmayı hızlandırıp, hatalardan kaçınmamıza yardımcı olabilir. Bu nedenle her şeyi usulüne göre yapmamız gerektiği gibi ders çalışmayı da verimli bir şekilde yapmalı, gereksiz zaman harcamalarından kaçınmalıyız. “Vakit nakittir” sözünden hareketle her saniyenin kıymetini bilmeli, zamanımızı yararlı kullanmalıyız.
Yazının devamında ele alacağımız konuları başlıklar halinde sıraladık. Her bir başlığı verimli ders çalışma yolunda bir basamak olarak anlayabilirsiniz. O halde ilk başlık basamağa basmadan önce yapılması gerekenleri, devamındaki başlıklar ise nasıl yapılması gerektiğini belirtecek.
 

Ders Çalışmanın Önündeki Engeller

Bütün yararlı işler gibi insanı dersten de alıkoyan içsel ve dış etkenler vardır. İçsel etkenlerin başında öğrencinin çalışma esnasında hayallere dalması gelir. Kabaca “daldım, dalmış gidiyor, daldın” diye ifade ettiğimiz, psikoloji dilinde ise “dalgınlık veya ortamdan kopma” dediğimiz durum da budur. Bu durum, bizi dersten alıkoyduğu gibi öğretmen karşısında da güç duruma düşürür.

Halk arasında insanın doktoru öncelikle kendisidir, diye bir söz vardır. Biz, hayatımız gibi hayallerimizi de kontrol altına almak ve planlamak zorundayız. Kendi kendimize “ben bunu sonra düşünürüm” diyebilmeli ve bu sözümüzü uygulamalıyız. Bunu birkaç kez başarırsak artık planlama yapmasak da her şeyi yerli yerinde hayal etmeye başlarız, en azından bizi ortamdan koparacak hayallere dalmayız.

Ders çalışmanın önündeki en önemli engellerden biri de olumsuz arkadaşlık çevreleridir. Arkadaş, bize yardımcı olacak, bize zor günümüzde sahip çıkacak kişidir. Ama günümüzün arkadaşlık ilişkisi kişinin önündeki engele dönüşebiliyor. Bu konuda dikkatli olmak ve doğru seçimler yapmak zorundayız. Doğru bir seçim için de doğru tespitler yapmak gerekir. Bunun için arkadaşlarımızın niteliklerini öğrenelim:

Olumlu Arkadaşlar: İnançları, düşünceleri ve davranışlarıyla doğru bir çizgide olan kişilerden oluşur. Hem bizden bir şeyler öğrenir hem bize bir şeyler öğretirler. Ders bağlamından düşündüğümüzde onlardan biri Türkçe’de başarılıyken diğeri matematikte biz de fizikte başarılı olabiliriz, birbirimize yardımcı olacağız ve grupça bütün derslerde başarılı olmak için çaba göstereceğiz. Bu tür arkadaşlara sahip olmamız her konu başarılı olmamız için bir zorunluluktur.

Olumsuz Arkadaşlar: İnançları, düşünceleri ve davranışlarıyla yanlış bir çizgide olan kişilerden oluşur. Onlardan daima kötü etkileniriz. Bu tür arkadaşlarımız varsa ya onları düzeltmeli ya da onlardan uzak durmalıyız.
 

Program Oluştur

“İki şey geride bırakır: Kararsızlık ve cesaretsizlik”

Planlı Olmak

Bu yazıyı okuyan kişi ilkokulda öğrenim gören bir öğrenci, üniversiteye hazırlanan bir lise öğrencisi veya atanmak için sınava hazırlanan bir öğretmen adayı olabilir. Fakat her kim olursa olsun ders çalışmaya başlamadan önce ilk adım çalışma programı yapmaktır. Zamanı verimli kullanmak, çalışmaların dağınık olarak ilerlemesini önlemek ve dersten en yüksek verimi almak açısından en doğru olan belli bir programa göre hareket etmektir. Başlangıçta kendimize bir hedef koymalı, daha sonra hangi derslere çalışacağımızı belirlemeli ve ona göre programımızı oluşturmalıyız. Hazırladığımız programı göz önünde bulundurmalı, mümkünse duvara asmalıyız.

Unutmayın ki “Metodu olan topal, metotsuz koşandan daha çabuk ilerler.”

Fikir olması amacıyla Haftalık Planlayıcı ve Günlük Planlayıcı sayfalarımızı kontrol edebilirsiniz.
 

Çalışma Ortamını Düzenle

Ders çalışmalarımızı en verimli hale getirmek için çalışma ortamını düzenlemeli, dikkatimizi dağıtacak unsurları göz önünden kaldırmalıyız. Hangi derse çalışmamız gerekiyorsa sadece o dersin kaynaklarını masa üstünde bulundurmalı, diğer derslerle alakalı kaynakları gözümüzün görmeyeceği bir yere bırakmalıyız. Bu sayede sadece çalışmamız gereken derse odaklanacak ve en kısa süre en yüksek verimi alacağız.

Çalışma Masası Düzeni

Çalışma ortamının ısısı da önemlidir. Çok sıcak bir ortamda uykumuz gelir ve çalışmaktan vazgeçeriz. Bunun yanı sıra çok soğuk bir ortamda derse odaklanmakta güçlük çekeriz. Ayrıca ders çalıştığımız yerin çok karanlık veya çok aydınlık olması da çalışmalarımızın verimini etkileyen faktörlerdendir. Diğer yandan oturduğumuz sandalyenin de ne çok rahat ne de çok rahatsız edici olmamasına özen göstermeliyiz. Bu gibi küçük unsurları ders çalışmaya başlamadan önce halletmeli, çalışma esnasında odağımızın dağılmasından kaçınmalıyız.
 

Zamanı Verimli Kullan

“Yanlış bir yöntem, kişiyi doğru bir sonuca götürmez.”

Teknoloji çağında yaşıyor olmamızın da etkisi ile eskiye nazaran zaman akıl almaz derecede hızlı geçiyor. Zamanın çok hızlı geçtiğinin siz de farkındasınızdır. Hafta başı ile hafta sonu arasında zamanın nasıl geçtiğini anlamıyoruz bile. Hazırlandığımız sınava, yazılılara her geçen gün yaklaşıyoruz. Bu nedenle geçen dakikaların kıymetini bilmeli, zamanı boş yere harcamamalıyız. Bir üst maddede de belirttiğim gibi belli bir programa göre hareket etmeli, belirli bir çalışma süresi oluşturmalıyız. Gerekirse bu çalışma sürelerine uymak için alarm kullanmalı, planlanan süreye uymak için kendimizi dizginlemeliyiz.

Bu çalışma süresini belirlerken günün belli bir saatini değil de ne kadar çalışmamız gerektiğine dair bir süre belirlemeliyiz. Mesela “Pazartesi 17:00 ile 18:00 arasında matematik çalışacağım” değil de “Pazartesi 1 saat matematik çalışmalıyım” şeklinde süre belirlemek daha verimli olacaktır. Bu sayede kendimizi robot gibi programlamış olmayacağız ve o saate yetişmek için tedirgin olmamıza gerek kalmayacak.

 

Not Tut!

“Yazının önemini bilmeyenler, yazmaya ayıracakları vaktin on katını hatırlamaya harcarlar ve daima, yazanların gerisinde kalırlar.”

“Söz uçar, yazı kalır” diye meşhur bir söz vardır. Gerçekten de söz unutuluyor; ama belge kaybolmuyor. Ne yazık ki biz, sözlü kültürü güçlü, yazı kültürü zayıf bir toplumuz. Elimizdeki kalemi, genellikle bir oyuncak olarak kullanır veya konuşmamızda bir yardımcı olarak düşünürüz. Onunla havada işaretler çizer, sözle anlatamadığımızı anlatmaya çalışırız.

Bahane her zaman aynıdır: Ben not tutmasam da anlatılanları hatırlıyorum. Hatta not tutmadan daha iyi anlıyorum. Not tutmak, benim için zaman kaybı… Bu doğru bir tutum değil. Öncelikle kendimizi şuna inandırmamız gerekir: Eğitim teknikleri oldukça eskidir ve artık bütün bireylere uygulanacak kıvama gelmiştir. Bu ilkelere uymak başarımızı arttırır. İnsan sinir sisteminin özelliği gereği, dinlediğinden çok daha hızlı düşünür, bu da dinleme esnasında dikkatin dağılmasına yol açar. Not tutmanın avantajlarını şöyle sıralayabiliriz:

  • Not tutmak derse aktif katılımı gerektirir, dikkati sürdürmeyi sağlar ve unutmayı önler.
  • Not tutmak, öğrencinin meşguliyetini arttırır ve onun derste başka işlerle uğraşmasını engeller.
  • Not tutmak, bilgilerin kelime kelime takip edilmesini sağlar.
  • Not tutmak, konuların birbiriyle ilgisini tespit edilmesini kolaylaştırır.

Şunu unutmayalım: Okumanın %20’si, okunup sonra dinlenenin %40’ı, okunup, dinlendikten sonra yazılanın %60’ı hatırda kalır.
 

Bol Soru Çöz

Okuduğumuz veya videosunu izlediğimiz konuyu aslında soru çözerken kavrarız. Herhangi bir konuyu öğrenmeyi %100 olarak varsayalım. O konuyu okumak işin %30’u ise, o konuyla alakalı farklı tipte sorular çözmek ise işin %70’ini oluşturur. Bu nedenle konu öğrenmeyi sadece video izlemekten veya okumaktan ibaret görmemeli, soru çözümüne daha fazla önem vermeliyiz.

Konu çalışmanın ardından araya fazla zaman koymadan soru çözümüne geçmek de konunun kalıcılığı açısından önemlidir. İsterseniz bunu deneyebilirsiniz. Bir gün sabah konuyu çalışın ve soru çözümünü akşam yapın, başka bir gün de konu çalışmanın hemen ardından soru çözümüne geçin ve konuların kalıcılığını karşılaştırın. Aradaki belirgin farkı siz de göreceksiniz.

Soru bankası kitapları alırken zorluk seviyesinin size uygun olmasına dikkat edin. Özellikle de sayısal derslerde kendi seviyenizin 2 basamak üstü soru bankası alırsanız, çözerken zorlanabilir, buna bağlı olarak da o dersten soğuyabilirsiniz.
 
Ders Çalışmak
 

Dinlen!

Dinlenmenin de ders çalışma gibi programlı olması gerekir. En doğrusu programınıza “şu kadar dinleneceğim” diye yazmanızdır. Ancak bir süre sonra bu programa uymakta güçlük çekebilirsiniz. Daha doğrusu aşırı yorgunluk sizde daha sık aralıklarla dinlenme ihtiyacı oluşturabilir ya da yetiştirme isteği bazı dinlenme sürelerinin atlanmasına neden olabilir.

30-40 dakikada bir, masayı terk etmeye dönüştürmemek şartıyla dilediğiniz zaman dinlenebiliriz. Konu üzerinde yoğunlaşmak için mümkün olduğunca süreyi uzatmalı, konuyu tamamlamadan ara vermemelisiniz. En verimli dinlenme süresi 60 dakikada 10 dakikalık ara vermektir. Fakat uzun bir konuyu çalıştığınız esnada dinlenme süresi de buna bağlı olarak artmalıdır.
 

Bilgiler Unutulabilir

Öğrencilerin öğrendikleri bilgileri bir bütünlüğe kavuşturmadan bir kısmını unutmaları acı bir gerçektir. Hemen hemen her öğrencinin yakındığı bu acı gerçeği yaşamamak, onun olumsuz sonuçlarıyla karşılaşmamak mümkün müdür? Hayır!

Bilgi öğrenmek kurbağanın kuyudan çıkışına benzetilir. İnsan, öğrenmede sıçrayışlar yaparken ister istemez bazı bilgileri unutur. Peki daha az unutmak için ne yapmalıyız? Unutma sıralaması “duyulanlar, not alınanlar, tanıklık edilenler, yaşananlar” biçimindedir. Buna göre ilk unuttuğumuz bilgi sadece duyduğumuz; en geç unuttuğumuz bilgi ise yaşadığımız bilgidir. Bu yüzden bilgiyi unutmamak için dinlemekle yetinmemeli, not almalı ve görsel araçlardan (resimler, haritalar, posterler…) yararlanmalıyız.

Bilgiye verilen önem de unutulma süresini etkiler. Öylesine dinlediğimiz bir bilgiyi bir günde unuturken dikkatlice dinlediğimiz bir bilgi ömür boyu aklımızda kalabilir. Bilgiyi isteyerek öğrenmek de unutmayı geciktirir. Zorla edindiğimiz bilgi ise genellikle geçici olur.
Unutmayı en aza indirmek için yukarıda söylenilen öğrenme tekniklerinin yanında öğrenilen konuyla ilgili bol soru çözmek de mümkündür. Konuyu öğrendikten hemen sonra o konuyla ilgili doyuma ulaşıncaya kadar soru çözmeliyiz. Bu yüzden elimizde birden fazla soru bankası olmalı, onların tümünü tek seferde çözmektense zamana yayarak bir düzen içinde çözmek konunun kalıcılığını arttıracaktır.
 

Nasıl Tekrar Edelim?

En sağlıklı tekrar, defterden konu başlıklarının gözden geçirilmesi, ardından konuyla alakalı bir test çözülmesidir. Testi bitirdikten sonra yanlış yaptığınız konuyla alakalı defterinizden ayrıntılı bir şekilde tekrar etmelisiniz. Diğer yandan daha önce çözdüğünüz soru bankaları ve denemeleri atmamışsanız onları sayfa sayfa çevirerek gözden geçirmeli, daha önce atlayıp çözmediğiniz soruları şimdi çözüp çözemediğinizi ölçmelisiniz.

Bir dersle ilgili tekrarı bir günde yapmak yerine zamana yaymakta fayda vardır. Tekrar yapılmadığında veya doğru yapılmadığında bulunulan noktadan da geriye gidilebilir. Tekrar işini son haftaya bırakanların pek çoğu ne kadar çalışırlarsa çalışsınlar, bilgileri karıştırırlar ve “keşke tekrar yapmasaydım” demeye başlarlar. Bu neden tekrarı uzun bir süreç içerisinde belli aralıklarla yapmalı, tekrarın ardından deneme veya konu testi çözerek kendinizi test etmelisiniz.

Verimli ders çalışma ile alakalı vereceğimiz taktikler bu kadardı. Bu taktiklerin yanı sıra her dersin çalışma biçimi de farklı olabiliyor. Bu nedenle her dersi çalışma biçimine göre sıraladık. Göz atmak istersen;

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir