YKS 2024'e Evden Hazırlanın! 7/24 Online Eğitim

Hemen İncele
Türk Dili ve Edebiyatı

Söz Sanatları Konu Anlatımı

Söz Sanatları Nelerdir?

Bir şiirin dilini belirleyen unsurlar, imge ve söz sanatlarıdır.

Anlatılmak istenenle başka şeyler arasında bağlantı kurularak zihinde canlandırılan yeni biçimlere imge denir.

Herkesin gördüğünü görmek, herkesin gördüğü gibi görmek ve onu yazıya aktarmak, gerçeği olduğu gibi görmek ve aktar­maktır. Burada sanattan özellikle de şiirden söz edilemez. Sa­nat, gerçeğin farklı yorumlanışı olduğuna göre; şairin de yoru­munu kimsenin ifade edemediği biçimde yapması gerekir.

Şair, hayal gücünü kullanmakta alabildiğine özgürdür. Dış dünyadan aldığı malzemeyi, ona duygu ve düşüncelerini de katarak mecaz, teşbih, istiare, kinaye, tezat vb. yollarla olduğundan çok daha farklı aktarır. Dil bilgisi kurallarına körü körüne sadık kalmaz. Anlatımında soyut ve somutluktan yarar­lanır, sembollere başvurur, kullandığı sözcüklere yeni ve farklı anlamlar yükler. Bu sebeplerden dolayı günlük konuşma diliyle şiirde kullanılan dil birbirinden farklıdır.

Örnek
Ve güldün rengarenk yağmurlar yağdı
İnsanı ağlatan yağmurlar yağdı
Yaralı bir ceylan gözleri kadar sıcak
Yaralı bir ceylan kalbi gibi içli bir sesin vardı

Sezai Karakoç’un “Köşe” isimli şiirinden alınan bu bölümde yo­ğun olarak imge kullanılmıştır.

  • Birinci dizede “rengarenk yağmurlar” tamlaması alışılmışın dışında bir tamlamadır. Sözcüklere gerçek anlamlarıyla yak­laşıldığında ortaya mavi, kırmızı, sarı vs. renkte yağmurlar anlamı çıkar ki bunun olamayacağı ve sanatçının bunu kas­tetmediği açıktır. Burada imgeyi yakalamak için mecaza baş­vurulmuştur. Yine birinci dizede “Ve güldün rengarenk yağmurlar yağdı” ifadesiyle de “hüsnütalil” sanatına başvurulmuş ve yağmu­run yağma nedeni sevgilinin gülmesine bağlanmıştır.
  • İkinci dizede “yağmurların insanı ağlatması” da somut gerçekli­ği olmayan bir ifadedir. Sanatçı burada yağmurun yağması ile insanın ağlaması arasındaki benzerliği kendi hayal dünyasın­da yoğurarak bu şekilde aktarmayı tercih etmiştir.
  • Üçüncü ve dördüncü dizelerde de “Yaralı bir ceylan gözleri kadar sıcak” ve “Yaralı bir ceylan kalbi gibi içli bir sesin vardı” ifadelerinde benzetme ilgisiyle yakalanan imgeler görülmek­tedir.

Söz Sanatları Tablosu

En önemli söz sanatları şu şekildedir:
 

Teşbih (Benzetme)

Aralarında benzer nitelikler bulunan iki varlıktan zayıf olanı güçlü olana benzetme sanatına teşbih denir.

“Babam aslan gibi güçlüdür.” cümlesinde baba, güçlülük bakımından aslana benzetilmektedir.

“Bodrum, cennet kadar güzel bir beldedir.” cümlesinde Bodrum, güzellik bakımından cennete benzetilmektedir.

Teşbih sanatının ögeleri:
Temel ögeler: Benzeyen, benzetilen
Yardımcı ögeler: Benzetme yönü, benzetme edatı
 
» Benzetmenin dört ögesiyle yapılan teşbihe “teşbih-i mufassal (tam benzetme)” denir.
 

Örnek
Zehirli bir hançer gibi
Ölümcüldür gözlerin

Benzeyen: gözler
Benzetilen: hançer
Benzetme yönü: ölümcül olma
Benzetme edatı: gibi

Örnek
Yorgun bir kervan misali yavaş yavaş
Anılar geçti gözlerimin önünden

Benzeyen: anılar
Benzetilen: kervan
Benzetme yönü: yavaş yavaş geçmek
Benzetme edatı: misali

 
» Benzetmenin yalnızca temel ögeleriyle (benzeyen-benzetilen) kurulan teşbihe ise “teşbih-i beliğ (güzel benzetme)” adı verilir.
 
Örnek
Gider oldum kömür gözlüm elveda.

Benzeyen: göz
Benzetilen: kömür

Örnek
Akşamlar bir romandır bu şehirde.

Benzeyen: akşamlar
Benzetilen: roman

 
» Teşbih (Benzetme)
 

İstiare (Eğretileme)

Benzetmenin temel ögelerinden yalnızca biriyle yapılan benzetmeye istiare denir. İstiarede sözcük benzetme amacı güdülerek kendi anlamı dışında başka bir anlamda kullanılır. İstiare, açık ve kapalı istiare olmak üzere ikiye ayrılır:
 
Açık İstiare
Benzetmenin ögelerinden sadece “benzetilen” ile yapılan istiareye açık istiare denir.

Örnek
“Yüce dağ başında siyah tül vardır.”

dizesinde “siyah tül” ifadesiyle “bulutlar” kastedilmiştir yani bulutlar siyah tüle benzetilmiştir.
 
“Aslanlar koşuyor cepheye doğru.”

dizesinde “aslanlar” sözüyle “askerler” kastedilmiştir. Buna göre askerler aslana benzetilmiştir.

Kapalı İstiare
Benzetmenin temel ögelerinden sadece “benzeyen” ile yapılan istiareye kapalı istiare adı verilir. Kapalı istiarede benzetme yönü de kullanılabilir.

Örnek
“Tekerlekler yollara bir şeyler anlatıyor.”

dizesinde tekerleklerin bir şeyler anlatıyor olması, insana benzetildiğini gösterir. Dolayısıyla “tekerlekler” benzeyen, insan ise benzetilendir.
 
“Bir dağ lalesi üşüyordu yalnızlıktan.”

dizesinde dağ lalesi insana benzetilmiş ve benzetilen durumundaki “insan” verilmemiştir.

 
» İstiare (Eğreltileme)
 

Mecaz-ı Mürsel (Ad Aktarması)

Benzetme amaçlanmadan bir sözcüğün ya da kavramın çeşitli anlam ilgileriyle başka bir sözcük veya kavram yerine kullanılmasıdır. Mecazımürselde iç-dış, parça-bütün, yer-insan, sanatçı-eser, yer-yönetim gibi anlam ilgileri bulunur.

Örnek
Bu masa usta bir elden çıkmış. (parça-bütün ilişkisi)

Almanya, Türkiye ile ilgili alınan kararı onayladı. (yer-yönetim ilişkisi)

Biz mutfağa gidene kadar tencere taşmıştı. (iç-dış ilişkisi)

Karanlık bir odada oturmuş, Zeki Müren’i dinliyordu. (sanatçı-eser ilişkisi)

 
» Mecaz-ı Mürsel (Ad Aktarması)
 

Tenasüp (Uygunluk)

Aralarında anlam bakımından ilgi ve uygunluk bulunan sözcükleri aynı dizede, beyitte ya da dörtlükte kullanma sanatına tenasüp denir.

Örnek
Bahar mevsimidir hemdem-i sâbâ olalım (Bahar mevsimidir, sabah rüzgarıyla arkadaş olalım);
Gül ile dost kokusuyla âşina olalım (Gül ile dost ve kokusuyla da tanıdık olalım).

Şeyhi

Bu beyitte “bahar, gül, koku” kelimeleri arasında tenasüp vardır.

Örnek
Aşk derdiyle hoşem el çek ilacımdan tabip (Ey doktor, aşk derdiyle mutluyum, bana ilaç verme)
Kılma derman kim helakim zehr-i dermanındadır (Bana derman kılma, çünkü dermanın zehri beni mahveder.)

Fuzuli

“Dert, ilaç, tabip, derman, zehir” hastalıkla ilgili kavramlardır; bu kavramların bir arada kullanılması tenasüp sanatını oluşturur.

 
» Tenasüp (Uygunluk)
 

Tevriye (İki Anlamlılık)

Birden fazla anlama gelebilen bir sözün yakın anlamını söylerken uzak anlamını da düşündürme sanatına tevriye denir.

Örnek
Bâki çemende hayli perişan imiş varak; (Yaprak, bahçede oldukça zor durumdaymış)
Benzer ki bir şikâyeti var rüzgardan (Belli ki rüzgardan bir şikayeti var.)

Bâki

Rüzgar kelimesinin iki anlamı vardır. Bunların ilki “yel”; ikincisi ise “devir, zaman”dır. Şiirde bu kelime iki anlama da gelebilecek şekilde kullanılmıştır. Yaprak, esen yelden de şikayetçi olabilir, zamandan da.

Örnek
Bu kadar letâfet çünkü sende var
Beyaz gerdanında bir de ben gerek

Ben; insan vücudunda, özellikle yüzde bulunan koyu renk lekelerdir. Şair, bu anlama gelen “ben”i kullanmış ama kendisini anlatmak istemiştir. Çünkü sözcüğün uzak anlamında birinci tekil kişi söz konusudur.

 
» Tevriye (İki Anlamlılık)
 

Kinaye (Değinmece)

Bir sözü aynı anda hem gerçek hem de mecaz anlamıyla kullanma sanatına kinaye denir.

Örnek
Ey benim sarı tanburam
Sen ne için inilersin
İçim oyuk derdim büyük
Ben anınçün (onun için) inilerim

Pir Sultan Abdal

Yandaki dörtlükte “içim oyuk” sözü hem gerçek hem de mecaz anlamda kullanılmıştır. Bir müzik aleti olan tamburanın içi gerçekten oyuktur. Öte yandan “içim oyuk” sözüyle şair, tamburanın derdinin çok olduğunu anlatmak istemiştir.

 
» Kinaye (Değinmece)
 

Hüsnü Talil (Güzel Nedene Bağlama)

Anlatıma güzellik katmak için doğal bir olayı gerçek nedeninin dışında hoşa gidecek bir nedene bağlamadır.

Örnek
Gönlünü Şirin’in aşkı sarınca
Yol almış hayatın ufuklarınca
O hızla dağları Ferhat yarınca
Başlamış akmaya çoban çeşmesi.”

Faruk Nafiz Çamlıbel

Bu dizelere göre çoban çeşmesi, Ferhat dağları yardığı için, ona yardım etmek amacıyla akmaya başlamıştır. Oysa çeşmenin akış nedeni tamamen doğal etmenlerdir.

 
» Hüsnütalil
 

Tecahülüarif

Kelime anlamı “bilgi sahibi olanın cahilliği”dir. Şiirde anlamı etkileyici kılmak için şairin bildiği bir şeyi bilmiyormuş gibi ifade etmesidir. Başka bir deyişle şair, bildiğini bilmiyormuş gibi söyler.

Örnek
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var
Benim mi Allah’ım bu çizgili yüz
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar…

Cahit Sıtkı Tarancı

Şair, aynaya baktığında yaşlandığını, saçlarının ağardığını, yüzünde çizgiler, gözlerinin altında morluklar olduğunu ilk kez fark etmiş gibi şaşkınlık içindedir. Oysa yaşlandığı gerçeğini bilmektedir.

 
» Tecahülüarif
 

Teşhis (Kişileştirme)

İnsan dışındaki varlıklara insana özgü duygu ve davranışlar kazandırma sanatına teşhis denir.

Örnek
Karlı dağların başında
Salkım salkım olan bulut
Saçın çözüp benim için
Yaşın yaşın ağlar mısın

Yunus Emre

Saçını çözen ve ağlayan bulut kişileştirilmiştir.

Örnek
Salındı bahçaya girdi
Çiçekler selama durdu
Mor menekşe boyun eğdi
Gül kızardı hicabından

Aşık Emrah

Selam duran çiçekler, boyun eğen menekşeler ve utancından kızaran güller kişileştirilmiştir

 
» Teşhis (Kişileştirme)
 

İntak (Konuşturma)

İnsan dışı varlıkların insan gibi konuşturulması sanatına intak denir.

Örnek
Kurnaz tilki sesini yumuşatarak,
Ona dedi ki: —Kardeşçiğim, artık dostuz;
Müjde getirdim sana, in de bir öpüşelim;
Barış oldu hayvanlar arasında.

La Fontaine

Tilki konuşturularak intak sanatı yapılmıştır.

Örnek
Arı sordu: Şen kelebek
Neden böyle süslenerek
Çiçeklere seslenerek
Uçuyorsun benek benek?

La Fontaine

Arı ve kelebek konuşturularak intak sanatı yapılmıştır.

 
» İntak (Konuşturma)
 

Mübalağa (Abartma)

Duygu ve düşünceleri daha güçlü ifade etmek için bir durumu olması gerektiğinden çok fazla ya da çok az gösterme sanatına abartma (mübalağa) denir.

Örnek
Meni candan usandırdı cefâdan yar usanmaz mı (Sevgili beni canımdan usandırdı; cefa etmekten o usanmaz mı?)
Felekler yandı âhumdan murâdım şem’i yanmaz mı (Ahımdan bütün gökyüzü yandı, muradımın mumu hâlâ yanmaz mı?)

Fuzuli

Şairin ahının bütün gökyüzünü yaktığını söylemesi mübalağadır.

 
» Mübalağa (Abartma)
 

Tezat (Zıtlık)

Birbirine zıt kavramları ya da durumları bir arada kullanma sanatına tezat denir.

Örnek
Neden böyle düşman görünürsünüz
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar

Cahit Sıtkı Tarancı

“Dost” ve “düşman” sözcükleri arasında karşıtlık yani tezat vardır.

Örnek
Yaprak döker bir yanımız
Bir yanımız bahar bahçe

H.Hüseyin Korkmazgil

Yaprak dökmek ve bahar bahçe sözleri birbirine zıt iki durumu ifade etmektedir.

 
» Tezat (Zıtlık)
 

Tariz (İğneleme)

Birini küçük düşürmek ya da iğnelemek için bir sözü gerçek anlamının tam tersi bir anlamda kullanmaktır.

Örnek
Bir nasihatim var zamana uygun
Tut sözümü yattıkça yat uyanma
Meşhur kelamdır sen kazan sen ye
El için yok yere ateşe yanma

Huzûrî

Şair bu dörtlükte ters öğüt vermektedir. Aslında yan gelip yatanların ne kadar yanlış yaptığını anlatmak istemektedir.

 
» Tariz (İğneleme)
 

Telmih (Hatırlatma)

Geçmişte yaşanmış ve herkes tarafından bilinen bir olayı ya da tarihe mal olmuş bir kişiyi hatırlatan sözlerin kullanılmasına telmih denir. Bir sözün telmih olduğunu anlayabilmek için, çağrıştırılan olay, durum ve kişi hakkında bir bilgiye sahip olmalıyız.

Örnek
Vefasız Aslı’ya yol gösteren bu
Kerem’in sazına cevap veren bu
Kuruyan gözlere yaş gösteren bu
Sızmadı toprağa çoban çeşmesi

Faruk Nafiz Çamlıbel

Aslı ile Kerem adlı halk hikayesi kahramanları hatırlatılmıştır.

Örnek
Delikanlım, işaret aldığın gün atandan
Yürüyeceksin… Millet yürüyecek arkandan !
Sana selam getirdim Ulubatlı Hasandan…
Sen ki burçlara bayrak olacak kumaştasın;
Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın!

Arif Nihat Asya

İstanbul’un fethi, Ulubatlı Hasan ve Fatih Sultan Mehmet hatırlatılmıştır.

 
» Telmih (Hatırlatma)
 

Tekrir (Yineleme)

Sözün etkisini güçlendirmek amacıyla sözcük ya da sözcük öbeklerini yinelemeye tekrir denir. Tekrir, anlatıma duygu ve coşku katar.

Örnek
Yazık, sana ağlamayan şiire,
Yazık, sana titremeyen vicdana;
Yazık, sana uzanmayan ellere,
Yazık, seni kurtarmayan insana!

Mehmet Emin Yurdakul

Yazık ve sana sözcükleri tekrar edilmiştir.

Örnek
Dedim inci nedir dedi dişimdir
Dedim kalem nedir dedi kaşımdır
Dedim on beş nedir dedi yaşımdır
Dedim daha var mı dedi ki yok yok

Seyrâni

Dedim, dedi, nedir, yok sözcükleri tekrar edilmiştir.

 
» Tekrir (Yineleme)
 

Leff ü Neşr (Sıralı Açıklama)

Bir dizede iki ya da daha fazla kavramdan bahsettikten sonra diğer dizede bunları çağrıştıran başka sözleri kullanma sanatıdır.

Örnek
Gönlümde ateştin, gözümde yaştın,
Ne diye tutuştun, ne diye taştın.

Hicrani

Tutuşmak ateşle, taşmak ise yaşla ilgili sözlerdir.

Örnek
Ben bir sedefim, sen nisan bulutu,
Ver damlaları, al yuvarlak inciyi.

Orhan Veli Kanık

Damla bulutla, inci ise sedefle ilgili sözlerdir.

 
» Leffüneşr
 

Cinas

Sesleri aynı, anlamları farklı sözleri bir arada kullanma sanatıdır. Cinas, sesteş sözcüklerle yapılır. Cinaslı sözcükler daha çok manilerde kullanılır.

Örnek
Al beni, ele beni
Kül edip ele beni.
Seveceksen kendin sev
Sevdirme ele beni.

“ele” sözcüğü ilk iki dizede “elemek” son dizede “yabancıya” anlamında kullanılmıştır.

Örnek
Her nefeste eyledik yüz bin günah
Bir günaha etmedik hiçbir gün ah

“Günah” ve “gün ah” sözlerinde cinas sanatı vardır.

 
» Cinas
 

Sehlimümteni

Söylenmesi kolay görünen ancak kolay söylenemeyecek dizeler söyleme sanatıdır.

Örnek
  • Ete kemiğe büründüm.
    Yunus diye göründüm. (Yunus Emre)
 
» Sehlimümteni
 

Akrostiş

Dizelerin baş harflerinin birleşmesi sonucu anlamlı bir sözcük veya isim çıkacak biçimde şiir yazmaktır.

Örnek
Nasıl ağlar hazan erince yapraklar
İntizar ile bimecal sararıp düşerken
Hayali kaplar ufku geçen yazın
Artık sade hatırası kalacaktır
Leylaklarda müteessir solan beyazın

Bu dizelerde dizelerin baş harfleri “NİHAL” ismini verecek biçimde oluşturulmuştur.

 
» Akrostiş
 
» Edebiyat Nedir?

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir