YKS 2024'e Evden Hazırlanın! 7/24 Online Eğitim

Hemen İncele
Türk Dili ve Edebiyatı

Divan-ı Hikmet | Özellikleri ve Örnekleri

Divan-ı Hikmet Nedir?

İlk Türk mutasavvıfı Hoca Ahmet Yesevi tarafından 12. yüzyılda yazılmış didaktik bir eserdir. Kitap “hikmetli şiirler divanı” anlamına gelmektedir. Ahmet Yesevi, eserdeki şiirlerini dörtlükler halinde, oldukça yalın bir Türkçeyle söylemiştir. Şiirlerinde hece ölçüsünü kullanmıştır.

Ahmet Yesevi aynı zamanda Yesevilik tarikatının da kurucusudur. Bu tarikat ve hikmet adlı şiirler, Anadolu’da İslamiyet’in yayılmasında oldukça etkili olmuştur.

Divan-ı Hikmet, Karahanlı Türkçesinin Hakaniyye lehçesiyle yazılmış didaktik bir eserdir. Eserde sade ve yalın bir dil kullanılmıştır. Manzumeler hem hece hem de aruz ölçüsüyle yazılmıştır. Dolayısıyla hem dörtlükler halinde koşma tarzında hem de beyitler halinde gazel tarzında şiirlere rastlanır. Eser üzerinde hem İslam öncesi edebiyatın hem de İslami dönem edebiyatının izleri görülür. Bu etki şekil bakımından (ölçü, nazım biçimi, kafiye) olduğu kadar içerik bakımından (konu, kelime örgüsü…v.s.) da kendini hissettirir.

Eserde genel olarak dervişlik hakkında övgülerden, bu dünyadan şikâyetten, cennet ve cehennem tasvirlerinden, peygamberin hayatından ve mucizelerinden bahsedilir. İçerisinde bol miktarda dini ve ahlaki öğütler içeren manzume vardır. Hece ölçüsü olarak genellikle 4+4+4 ve 4+3 kullanılmıştır.

Ahmet Yesevi, daha sonra Anadolu’ya yayılacak olan tasavvuf anlayışının temellerini bu eserde atmıştır. Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli, Eşrefoğlu Rumi gibi gibi şairlerin yetişeceği manevi ortamı hazırlamıştır. Kurduğu Yesevilik tarikatının etkileri Orta Asya’dan Anadolu’ya kadar yayılmıştır. Şiirlerini inançlarından aldığı güçle, şairlik iddiası taşımaksızın, inandıklarını, düşüncelerini halka daha iyi duyurabilmek için yazmıştır.
 

Divan-ı Hikmet’in Özellikleri

  • Hakaniye lehçesiyle yazılmıştır ve 144 hikmetle bir münacaattan oluşur.
  • Ahmet Yesevi tarafından 12. yüzyılda, halka İslamı öğretmek amacıyla yazılmıştır.
  • Ahmet Yesevi’ye özgü “hikmet” nazım biçiminde yazılmış şiirlerden oluşmuştur.
  • “Hikmet” kelimesi Ahmet Yesevi’nin şiirlerine verdiği isimden gelmektedir. Dörtlüklerin her birine bu ismi verir.
  • Hikmetler genelde 7’li ve 12’li hece ölçüsüyle yazılan, eski “koşuk“ları andıran şiirlerdir.
  • Çok iyi bir Arapça ve Farsça bilgisine sahip olmasına rağmen şiirlerinde hece ölçüsünü kullanmıştır.
  • Hikmetler abcb, dddb, eeeb şeklinde uyaklanmıştır. Dördüncü dizelerin birbiriyle uyaklı oluşu hatta zaman zaman aynen tekrarlanışı bu şiirlerin musiki ile okunmak için söylendiğini gösterir.
  • Genelde yarım uyak ve redif kullanılmıştır.
  • Şiirler lirik şiir ve didaktik şiir özelliği taşır.
  • Konusu ilahi aşktır; yapıt, bu yönüyle tasavvuf edebiyatı ürünü ilk Türk yapıtı kabul edilmektedir.
  • Ahmet Yesevi şiirlerini halkın anlayacağı sade bir dille yazmıştır. Dili, halkın konuştuğu dilden farksızdır.
  • Ahmet Yesevi’nin bu yapıtı Yunus Emre gibi tekke şairlerini derinden etkilemiş ve Türkler arasında tasavvuf edebiyatının doğmasını sağlamıştır.
  • İstifham (soru sorma) ve tecahül-i arif (bilmezlikten gelme) sanatları sık kullanılmıştır.
  • Şiirlerinde “tevhid inancı, dünya ve ahiret hayatı hakkında bilgi, ilahi aşk, dini ve tasavvufi önemli konular İslam adabı, peygamber sevgisi, İslam büyüklerinden kıssalar” gibi konular duygusal bir tonda, lirik bir üslüpla işlenmiştir.

 

Divan-ı Hikmet’in İçeriği

Divan-ı Hikmet’te pek çok konu ele alınmıştır. Bu konulardan biri de sosyal eleştiri veya zamane eleştirisidir. Bu bağlamda hikmetlerde dikkat çekici eleştirilere rastlanır. Bu eleştirilerden bazıları doğrudan kendi nefsine yönelik olduğu gibi, bazıları da Yeseviliğe mensup dervişlerin hal ve hareketlerinde görülen aksaklıkları düzeltmeye yönelik eğitici bir mahiyettedir. Bazen de devrin ilim adamları ve idarecilerinin davranışları, verdikleri fetvalarla isabetsiz kararlarında ve davalarında yaptıkları haksızlıklar da kıyasıya eleştirilmektedir. Örnek vermek gerekirse:

Molla müftü olanlar yalan fetva kılanlar
Akı kara kılanlar cehenneme girmişler
Rüşvet alan hakimler haram alıp yiyenler
Parmağını dişleyip korkup durup kalmışlar
Kadı imam olanlar haksız dava kılanlar
Eşek gibi olarak yük altında kalmışlar

Hoca Ahmet Yesevi, Hikmetlerde sade, basit ve halkın kolaylıkla anlayabileceği bir dil kullanmakla birlikte, okuyup yazan kesime de hitap etmiştir. Hikmetlere bu gözle bakıldığında bu iki farklı hitap şekli hemen hissedilmektedir. Nitekim Ahmet Yesevi, her ne kadar “herkes için” söylemişse de Hikmetlerin derin ve ince manalar taşıdığını kendisi de ifade etmektedir.
 

Divan-ı Hikmet Örnekleri

Örnek
Karvan eger köçer bolsa azuk olur
Azuksızın yolga kirgen yolda kalur
Sud u ziyan bolganının anda bilğr
Yükin yüklep kirgen kalmas irmiş

Yükin yüklep yolga kirgen merdan bolur
Kulavuzsız yolga kirgen hayran bolur
Yol başçısı yolnı körgen karavan bolur
Yolnı körmey karvan kadem koymas irmiş

Ecel kilse asıg kılmas sakal yolsang
Ong u solge canıng pare pare birseng
Dünya üçün azız ömrüng ada kılsang
Melekü’l-mevt kilse fırsat koymas irmiş

Bu dünyada padşah min dip kögsin kergen
Hem aldı da küri koyup hayme urgan
Niçe yıllar hayl u haşem çerig salgan
Ecel kilse biri vefa kılmas irmiş

Bende nice yaş yaşasa ölmeki bar
Körer közge bir kün toprak tolmakı bar
Bu dünyada sefer kılgan kilmeki bar
Ahiretka sefer kılgan kilmes irmiş

Günümüz Türkçesiyle

Kervan eğer göçer olsa, azık alır;
Azıksızın yola giren yolda kalır:
Kôr ve zarar olduğunu o zaman bilir;
Yükünü yükleyip yola giren kalmaz imiş.

Yükünü yükleyip yola giren merdan olur.
Kılavuzsuz yola giren hayran olur:
Yol rehberi, yolu gören kervan olur:
Yol görmeden kervan ayak koymaz imiş.

Ecel gelse, fayda kılmaz, sakal yolsan,
Sağa sola canını parça parça versen,
Dünya için aziz ömrünü feda kılsan,
Ölüm meleği gelse fırsat koymaz imiş.

Bu dünyada padişahım diye göğüs geren,
Hem önüne kürsü koyup hayme vuran,
Nice yıllar hayl u haşem, çeri salan,
Ecel gelse, biri vefa kılmaz imiş.

Bende nice yaş yaşasa, ölmesi var,
Gören göze bir gün toprak dolması var,
Bu dünyaya sefer kılanın gelmesi var,
Ahirete sefer kılan gelmez imiş.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir