YKS 2024'e Evden Hazırlanın! 7/24 Online Eğitim

Hemen İncele
Türk Dili ve Edebiyatı

Fabl Nedir | Fabl Özellikleri ve Yapısı

Fabl Nedir?

Kişileri genellikle hayvanlardan oluşan, hayata dair bir ders veren kısa, masalımsı öykülere fabl denir. “Fabl” sözcüğünün kökeni Latince “hikâye” manasına gelen “fabula”dır. Fakat bu sözcük zamanla bir ahlâk ilkesi veya davranış kuralını anlatan kısa sembolik (simgesel) bir hikâye türünün adı olmuştur.

Bu tür hikayelerin kahramanları çoğunlukla hayvanlardır. Hikâye kahramanı bu hayvanlar, kendi özelliklerini korumakla birlikte insan gibi konuşurlar. Esasen “fabl” bu özelliği nedeniyle masalımsı eserler arasında yer alır. Fabl türünün başlıca özellikleri şunlardır:
 

Fabl Özellikleri

  • Fabllar hem nazım hem nesir biçiminde yazılır.
  • Fablın sonunda her zaman bir ahlak dersi (kıssadan hisse) vardır. Bu ders kısa, açık ve doğru olmalıdır ve mutlaka öykünün doğal bir neticesi gibi görülmelidir.
  • Fabllarda insan gibi davranan ve konuşan hayvanlara yer verildiği için en çok teşhis ve intak sanatları kullanılır.
  • Fabllarda öğretici (didaktik) bir amaç güdülür, gündelik hayatla ilgili dersler ve öğütler verilir. Okurlar çoğu zaman verilen dersin veya öğüdün ne olduğunu anlamakta zorluk çekmezler. Çünkü bu ders veya öğüt eserin bir yerinde, çoğu defa sonunda, bir atasözü ya da özdeyiş biçiminde açıkça belirtilir.
  • Fabllarda basit ahlak ilkelerine değinildiği gibi insanların birçok kusurlu yönüne de dikkat çekilir.
  • Fabllarda soyut konular, olay planıyla hem somutlaştırılarak hem de hareket kazandırılarak işlenir. Olaylar bizi güldürürken eğitir.
  • İnsanlar arasında geçen iyi-kötü, cesur-korkak, dürüst ikiyüzlü, gözü tok-aç gözlü gibi çatışmalar; bu niteliklerin yakıştırıldığı hayvan kahramanlar arasında geçmiş gibi gösterilir.
  • Fabllar aracılığıyla kanaatkarlık, özveri, yardımseverlik, iyi niyet gibi olumlu davranışlar çocuğa kazandırılabilir. Özellikle 8-12 yaş grubu çocuklar fabl okumaktan ve dinlemekten büyük zevk alırlar.
  • Kanaatkarlık, tamahkarlık, kıskançlık, paylaşımcılık gibi çocuklar tarafından anlaşılması güç kavramların somut olaylarla anlatılması sebebiyle çok önemli bir eğitim aracı olarak kabul edilmektedir.
  • Kişilerin ve çocukların yakınlık duyduğu, sevdiği hayvanlar olduğu için fabllar, çocukların ilgisini çeker. Öykülemenin kısa oluşu da çocukların fabllara duyduğu ilginin bir başka sebebidir. Sıkmadan verilen öğütler, bu nedenle çocukların eğitiminde yararlı olur.
  • Fabllar eğlendirici ve sevimlidirler.
  • Dramatizasyona uygun oluşları, anlatımlarındaki hareketliliği eyleme dönüştürmeye yardımcı olur. Böylelikle yaşayarak öğrenmeye uygundurlar.
  • Fabllar olay anlattıkları için çocukların ilgisini bir başka şiiri okumaktan ya da ezberlemekten daha çok çeker.
  • Fabllar insan belleğinde çok kolay saklanabilen ve ortaya çıkarılabilen özelliklere sahip olduğu için sözlü gelenek içinde de yaşatılabilmektedir.
  • Olaylar genellikle köy, orman gibi kırsal alanlarda gerçekleşir.
  • Bütün uluslarda ortak bir nitelikte olan fabllar basit, pratik ahlâk ilkeleri etrafında oluşturulur.
  • Sade ve açık bir dil kullanılır.

 

Fablın Yapısı

Fablın dört ögesi vardır: kişiler, olay, yer, zaman.

Kişiler: Fablın konusu olan olay, kişileştirilmiş en az iki hayvanın başından geçer. Bunlardan biri iyi ahlâklı bir tipi, diğeri kötü ahlâklı bir tipi canlandırır. Fabllarda ikinci derecede kişiler çok azdır, bazen yoktur. Kişi betimlemesine çok yer verilmez. Kahramanlar arasında tilki varsa biz onu kurnaz insan yerine koyarız; arslan varsa cesaretine güvenen biri yerine koyarız. Kısaca olay bile bütün yönleriyle değil, yalnızca esere konu olan yönüyle tanımlanır. Derinlemesine duygu çözümlemelerine yer verilmez.

Olay: Fablın konusu insanın başına gelebilecek herhangi bir olaydır. Olay, kahramanın eyleme dönüşmüş beğenme, istek, özlem, öfke, korku gibi tutkuya dönüşmüş duygularından doğar. Fablın gövdesini bir olay oluşturur, asıl önemli olan fablın anlatılış nedenidir. Buna “ders” denir.

Yer: Fabllarda orman, göl kenarı, dere, çiftlik, kır, ova gibi daha çok hayvanların yaşam alanı olan yer ve çevreler görülür. Yer betimlemesi yüzeyseldir ve abartıya kaçılmaz. Olayın geçtiği yer olayla birlikte değişebilir. Fablda yer unsuru, kişileştirilecek hayvanın özelliğine göre düzenlenir.

Zaman: Her olay gibi fabldaki olay da bir zaman diliminde geçer. Kronolojik zaman kullanılır.
 

Fablın Bölümleri

Fabl plânı dört bölümden oluşur: serim, düğüm, çözüm, öğüt.

Serim: Anlatılacak hayvan, bulunduğu çevresel koşullar içinde tanıtılır.

Düğüm: Olay o çevrede verilmek istenen derse göre gelişir. Kısa ve sık konuşmalar vardır. Hemen birkaç konuşma ile olay düğümlenir.

Çözüm: Olay beklenmedik bir sonuçla biter. Fablın en kısa bölümüdür.

Öğüt: Ana fikir bu bölümde öğüt niteliğinde verilir. Bu bölüm kimi zaman başta kimi zaman sondadır. Kimi zaman da sonuç okuyucuya bırakılır. Bir bölüm olarak verilmez ve fablın tümüne sindirilir.

Fabl Türünün Tarihi Gelişimi

Fabl türünün Dünya edebiyatı ve Türk edebiyatı açısından tarihçesi şu şekildedir:

Dünya Edebiyatında Fabl

Bugün hâlâ ilgiyle okunan fablların kökleri çok eski çağlara kadar uzanır. Bu tür, iki koldan gelişimini sürdürmüştür. Doğu kolunda bu türün ilk örneklerini Hint edebiyatında görmekteyiz. Bu edebiyata ait ilk yazılı örnek de “Pançatantra” masallarıdır. Eserin yazılış tarihi MÖ 100–300 yılları arasına rastlamaktadır. Bu eserin yazarının kim olduğu ve hangi yıllar arasında yaşadığı henüz kesin olarak bilinmemektedir.

Yine Hint edebiyatına ait “Kelile ve Dimne” adlı eser bu türün ilk örneklerinden biridir. Eserin yazım tarihi de MÖ 300 yılları olarak kabul edilir. Eser, Beydeba adında bir bilgin filozof tarafından meydana getirilmiştir.

Dünya edebiyatında ilk ve önemli fabllar Hint yazarı Beydeba’ya aittir. Beydeba, eserini Debşelem adlı Hint hükümdarı zamanında yazmış ve ona sunmuştur. Eserde yurt yönetimi, felsefe ve eğitimle ilgili sorunlar dolaylı olarak tartışma ve eleştirme konusu yapılmaktadır. Birinci bölümdeki hikâyelerin kahramanları olan iki çakaldan “Kelile”(Kalilag) açık sözlülüğün ve doğruluğun; “Dimne” (Damnag) ise yalan ve iftiranın sembolüdür. Beydeba, zulmü ile tanınmış olan Debşelem’i hayvan hikâyeleri aracılığıyla uyarmak ve ona doğru yönetim yolunu göstermek istemiştir.

Doğu edebiyatında bir başka ünlü eser de Şeyh Sadi’nin (13.yy.) “Gülistan” adlı eseridir. Yöneticilerin tutum ve davranışlarından sohbetin kurallarına kadar türlü konuları kapsayan bu eserdeki hikâyeler sözlü ve yazılı olarak kuşaktan kuşağa aktarıldığı gibi birçok Doğu ve Batı dillerine de çevrilmiştir.

Batı’da fabl, Ezop (Aisopos) masallarıyla kendini göstermiştir. Batı’da ilk fabl yazarı olarak kabul edilen Ezop, düzenli biçimde fabl yazıcılığının da başlatıcısıdır. MÖ 650-620 yılları arasında yaşadığı sanılan Ezop düşüncelerini baskıcı bir yönetim altında ancak küçük hayvan hikayeleriyle anlatabilmiştir. Bu fabllar birçok dile de çevrilmiştir.

Ezop’tan sonra Batı’da bu alanda büyük bir başarıya ve üne erişen Fransız yazar ve şair La Fontaine (1621-1695), bugüne kadar nesir olarak yazılmış ve anlatılmış Ezop Masalları’nı yeniden kaleme alıp manzum biçime çevirerek yetişkinlerin de bu türe ilgi duymasını sağlamıştır. La Fontaine, kendisinden önce bu alanda yazılmış eserlerden de yararlanmıştır. La Fontaine fabllarında genellikle öğüt dediğimiz ders, metnin sonuna konulmuştur. La Fontaine, eleştirmek istediği kişileri bu öykülerle yermiş ve gülünç durumlara düşürmüştür.

19. yüzyılda ve çağımızda Lewis Caroll, R.Kipling, O.Wilde, Tolkien, ABD’li James Thurber ve İngiliz George Orwell’ı fabl yazarları arasında sayabiliriz.

Türk Edebiyatında Fabl

Türk edebiyatındaki ilk örneği XV. yüzyılda Şeyhi tarafından yazılmış “Harnâme”dir.

19. Yüzyılda Ahmet Mithat Efendi, Kıssadan Hisse adlı eserini ahlakî dersler vermek amacıyla yazmıştır. Bu eserde yazar, Ezop’tan, La Fontaine’den yapmış olduğu çevirilere ve kendi yazmış olduğu fabllara yer vermiştir.

Recaîzade Mahmut Ekrem, La Fontaine’den “Horoz ile Tilki, Kurbağa ile Öküz, Karga ile Tilki, Meşe ile Saz, Ağustos Böceği ile Karınca” gibi birçok çeviri yaparak bu alanda Türk edebiyatına katkıda bulunmuştur.

Ali Ulvi Elöve, “Çocuklarımıza Neşideler” adlı şiir kitabında La Fontaine, Victor Hugo, Lamartine’den yaptığı çevirilerin yanında, yine bunlardan esinlenerek yazdığı fabl türü şiirlere de yer vermiştir. Nabizade Nazım’ın “Bir Sansar ile Horoz ve Tavuk” adlı eseri fabl özelliği taşır.

Tarık Dursun Kakınç’nın fabl üzerine birçok eseri mevcuttur. La Fontaine, Ezop ve Krilov’dan çeviriler yaparak yayımlayan yazar, hayvanlarla ilgili birçok hikâye de yazmıştır. Nurullah Ataç, Orhan Veli Kanık, Ömer Rıza Doğrul, Kemal Demiray, M. Fuat Köprülü, Vasfi Mahir Kocatürk, Siracettin Hasırcıklıoğlu, Sabahattin Eyüboğlu fabl türü ile ilgilenmiş, çeviri yapmış, araştırmalarda bulunmuşlardır.
 
» Önerilen: Anlatmaya Bağlı Metinler
» Önerilen Sanatsal Metinler
 
» Fabl Örnekleri

İlgili Makaleler

Bir Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir