YKS 2024'e Evden Hazırlanın! 7/24 Online Eğitim

Hemen İncele
Türk Dili ve Edebiyatı

Hikaye (Öykü) Nedir | Hikayenin Özellikleri ve Bölümleri

Hikaye Nedir?

Hikaye, yaşanmış ya da tasarlanmış bir olayın kişi, yer ve zaman unsurlarıyla birlikte anlatıldığı edebi metin türüdür. Hikaye, çoğunlukla gerçeğe yakın olması yönüyle masaldan; daha kısa ve kolay anlaşılır olması yönüyle romandan ayrılır.

Hikayede olaylar karmaşık değildir. Kişiler ise belli özellikleriyle ön plana çıkar. Ayrıca çok fazla olay örgüsü ve karakter içermez. Roman kadar uzun soluklu olmadığından, okuyucuyu anında kendine çekebilme özelliğine sahiptir.
 

Hikayenin Özellikleri

  • Hikayenin konusu gerçek bir olaydan alınabileceği gibi tümüyle hayal ürünü de olabilir.
  • Hikayelerde olağanüstü, fantastik, masalımsı olaylara, kişilere pek yer verilmez. Gerçekliğe bağlı kalınır.
  • Genellikle belli bir olay öne çıkarılır. Bu olayın çevresinde bulunan kişi ve yerler sınırlıdır.
  • Hikayedeki çatışma romana göre daha kolay fark edilir.
  • Kişiler, olayın geçtiği yerler ve zaman sınırlıdır.
  • Hikaye; seçilmiş bir olay, bir durum, özel bir an, bireyin iç dünyasında belli bir duyarlık noktası ya da dikkatlerden kaçan bir ayrıntı üzerinde yoğunlaşarak okuyucuya hayatla ilgili mesajlar verir.
  • Hikayeler mutlaka belli bir plan dahilinde oluşturulmalıdır.
  • Hikayenin başlığı, içeriği yansıtan bir yapıda olmalıdır.
  • Hikayede romandaki gibi uzun psikolojik çözümlemelere, çevre, ortam, kişi tasvirlerine yer verilmez.
  • Hikayede özlü, yoğun ve sürükleyici bir anlatım vardır. Bu yüzden hikayeler bir çırpıda okunabilen, eğlenceli türlerdir.
  • Hikayede genellikle öyküleyici ve betimleyici anlatım türlerinden yararlanılır.
  • Fiiller genellikle di’li geçmiş zaman kipinde kullanılır. Konu yazarın kendi ağzından veya kahramanın dilinden aktarılır.

 

Hikaye Türleri

Hikaye tür bakımından dörde ayrılır: Olay Hikayesi (Maupassant Tarzı Hikaye), Durum Hikayesi (Çehov Tarzı Hikaye) ve Halk Hikayesi

Olay Hikayesi (Mauppassant Tarzı Hikaye)

  • Bir ana olayın “serim, düğüm, çözüm” bölümleri içinde anlatıldığı klasik öykülerdir.
  • Olay hikayelerinde serim bölümünde bir olay anlatılmaya başlar, düğüm bölümünde okur meraka sürüklenir, çözüm bölümünde olay genelde beklenmedik bir sonla bitirilir.
  • Olay hikayesininen büyük ismi “Guy de Mauppassant” olduğu için bu tarz hikaye Mauppassant tarzı hikaye olarak adlandırılır.
  • Hikayede olayın ortaya çıkması için zamana ve mekana, kişilere, kişilerin karşılaşması veya çatışmasına ihtiyaç vardır.
  • Olay hikayelerinde merak unsuru ön planda tutulur.
  • Türk edebiyatında Mauppassant tarzı hikayeciliğin öncüsü Ömer Seyfettin olarak kabul edilir. Bunun dışında Refik Halit Karay, Sabahattin Ali ve Tarık Buğra da bu tarz hikayeciliğin öncülerindendir.

Durum Hikayesi (Çehov Tarzı Hikaye)

  • Bir olayı değil günlük yaşamın her hangi bir kesitini ele alıp anlatan öykülerdir.
  • Bu türün en önemli ismi Anton Çehov olduğu için bu türe Çehov tarzı hikaye de denilmiştir.
  • Anton Çehov durum hikayesini şu şekilde açıklamıştır: “Hayat denilen film şeridinden bir parça makaslamak.”
  • Durum hikayesinde olaydan çok yoruma, psikolojik tahlillere yer verilir.
  • Okurda bir izlenim uyandırılır.
  • Türk edebiyatında bu türün en önemli isimleri, Sait Faik Abasıyanık, Memduh Şevket Esendal, Nezihe Meriç gibi isimlerdir.

Halk Hikayesi

  • Nazımla nesrin iç içe olduğu ürünlerdir.
  • Destan döneminin sonlarına doğru çıkmıştır.
  • Halk hikayelerinde destanlara göre tarihi olaylara daha az yer verilir.
  • Halk hikayelerinde kişiler destanlara göre gerçeğe daha yakındır.
  • Dede Korkut Hikayeleri Türk edebiyatında destandan halk hikayeciliğine geçiş ürünleridir.
  • Halk hikayeleri ağırlıklı olarak aşk hikayelerinden oluşur. Kerem ile Aslı, Ferhat ile Şirin, Arzu ile Kamber…
  • Kahramanlık hikayeleri de vardır. Battal Gazi, Köroğlu…
  • Anonimdir. (Halka mâl olmuştur.)
  • Gerçeklere dayanmakla birlikte hayali olağanüstü özellikler de taşır.

 

Hikayenin Unsurları

Hikayelerin temel olarak 5 öğesi vardır. Bunlar;

a. Olay Örgüsü: Belli bir konu çevresinde var olan birden fazla olayın, sebep-sonuç ilişkisine bağlı bir biçime oluşturdukları organik bütündür. Olay görüntüsü “eserde nakleden hadise veya hadiseler zinciri” veya “bir oyunun, hikayenin yahut romanın içinde olan biten her şey” biçiminde de tanımlamak mümkündür. Olay örgüsü birbiriyle hiç ilgisi olmayan olayların rastgele veya peş peşe sıralaması değil, birden fazla olayın sebep-sonuç içinde organik bir bütün oluşturmasıdır. Bir başka ifadeyle, olay örgüsü, insanın insanla, insanın toplumla, insanı tabiatı veya kendisiyle olan mücadelesinden doğar.

b. Zaman: Olayın ya da olay örgüsünün gerçekleştiği süreye zaman denir. Anlatmaya bağlı metinlerde olayın geçtiği zaman bellidir. Zamanın tespit edilmesi için tarih belirtilmiş olması gerekmez. Anlatıcının cümlelerinden hareketle olayın geçmişte mi yoksa anlatım sırasında mı gerçekleştiğini tespit edebiliriz. Anlatmaya bağlı metinlerde yazar ”şimdiki zaman”da gerçekleşen olay ve durumları anlatırken olayın daha iyi anlaşılması ya da kişilerin daha iyi tanınması amacıyla geçmişe döner ve geçmişte yaşanmış bazı olayları anlatır. Sonra yeniden şimdiki zamana döner. Zamanda bu tür gidiş gelişlerin yapıldığı anlatım şekline “geriye dönüşlü anlatım” denir.

c. Mekan (yer): Olayın gerçekleştiği yer veya yerlerdir. Öykü, roman ve masallarda birden çok mekana rastlarız. Olayların akışına göre mekanlar da değişir.

d. Kişi: Hikayede az kişi vardır. Bu kişiler “tip” olarak karşımıza çıkar ve ayrıntılı bir şekilde tanıtılmaz. Hikayede kişiler sadece olayla ilgili “çalışkanlık, titizlik, korkaklık, tembellik” gibi tek yönleriyle anlatılır. Kişiler veya tipler, belli bir olay içinde gösterilir. Bu tiplerin de çoğu zaman sadece belli özellikleri yansıtılır.

e. Anlatıcı: Anlatmaya bağlı edebi metinlerde yazar olayın nasıl gerçekleştiğini bize ya kendisi anlatır ya da başka birinin ağzından anlatır. Olay ve kişilerle ilgili her şeyi anlatıcıdan öğreniriz. Bazı öykü ve romanlarda yazar anlatımı tekdüzelikten kurtarmak için kişileri kendi ifadeleriyle, kendi ağızlarından tanıtır. Hikaye yazarı kişileri tek tek tanıtmaz. Onları konuşturur. Kişiler konuştukça düşünceleri ve bakış açıları hakkında bilgi sahibi oluruz.

Anlatıcı olayı aktarırken kendine özgü bir bakış açısı geliştirebilir. Anlatıcı yani aktaran, her zaman yazarın kendisidir. Ancak yazar isterse mikrofonu başka birine verip olayı ona anlattırır, isterse kendisi anlatır.
 

Hikayenin Bölümleri

Hikayenin planı da diğer yazı türlerinde olduğu gibi üç bölümden oluşur ancak bu bölümlerin adları farklıdır.

Serim: Hikayenin giriş bölümüdür. Bu bölümde olayın geçtiği çevre veya kişiler ana hatlarıyla tanıtılarak olaya giriş yapılır.

Düğüm: Hikayenin bütün yönleriyle anlatıldığı en geniş bölümdür. Olay örgüsündeki çatışma, gerilim ve merak duygusu düğüm bölümünün sonunda en yüksek düzeye ulaşır.

Çözüm: Hikayenin sonuç bölümü olup çatışmanın çözüldüğü, merak duygusunun sonuçlandığı ve olayların bir sonuca bağlandığı bölümdür.
 

Hikayede Bakış Açıları

İlahi Bakış Açısı: Edebi metinlerde kullanılan en eski yöntemdir. Bu yöntemde sınırsız bir bakış açısı vardır. Anlatıcı, öyküde anlatılanların tamamını bilen bir varlıktır. Kahramanların gizli konuşmalarını, zihinlerinden ve gönüllerinden geçen her şeyi bilir. Zaman zaman kendi yorumlarını ekleyebilir, açıklamalarda ve yargılarda bulunabilir. Bu bakış açısıyla yazılan eserlerde ne kadar kişi varsa her biri açısından olayları ayrı ayrı görmemiz sağlanır. Bu anlatımda olayın akışını kimi zaman hızlandırma, kimi zaman da yavaşlatma olanağı vardır.

Kahraman Anlatıcının Bakış Açısı: Olaylar “ben” tarafından anlatılır. Bu ben, hikayenin kahramanı olabileceği gibi tanık ya da gözlemcisi de olabilir. Olayları anlatan kişinin bilgisi, deneyimi, algılama ve yorumlama yeteneğiyle sınırlıdır. Olaylar anlatıcının başından geçtiği ya da tanık olduğu biçimde anlatıldığından inandırıcılığı yüksektir.

Gözlemci Anlatıcının Bakış Açısı: Bu yöntemde olaylar dışarıdan görüldüğü biçimiyle nesnel bir tarzda aktarılır. Olaylar bize anlatılmıyor da kişinin gözünün önünde oluyormuş izlenimi verilir. Kişilerin duygu ve düşünceleri eylemlerinden çıkartılır. Kişiler ve iç dünyaları ile ilgili kendi söyledikleri ve davranışlarını dikkatle izleyerek bir fikir sahibi olunabilir.
 

Hikayede Anlatım Biçimleri

Hikayelerde çoğunlukla geçmiş zamanlı bir anlatım kullanılır. Anlatıcının tavrına bağlı olarak cümleler “-di”li geçmiş zaman kipleriyle oluşur. Ancak her hikaye yazarının kendine özgü bir anlatım özelliği olduğunu unutmamak gerekir. Kimi yazarlar şimdiki zaman kipleriyle kurulmuş bir anlatım tercih eder. Olay hikayelerinde daha çok fiil cümleleri kullanılır. Durum hikayelerinde ise betimleme ve çözümleme ağırlıklı bir anlatım tercih edilir. Hikaye türünde en çok kullanılan anlatım türleri öyküleyici anlatım ve betimleyici anlatımdır.

Öyküleyici Anlatım
Anlatıcının bir olayı ya da durumu anlattığı, naklettiği anlatım türüne öyküleyici anlatım denir. Öyküleyici anlatımda “görülen, izlenen bir durumu aktarma” söz konusudur. Öyküleyici anlatım “olay, kişi, yer ve zaman” unsurları üzerine kurulur. Bu anlatım türünde “olay ve eylem” ön plandadır. Cümleler genellikle “-di’li geçmiş zaman” kipiyle kurulur. Öyküleyici anlatım “hikâye, masal, roman, fabl, destan, anı, günlük, gezi yazısı” türlerinde sıkça kullanılır.

Öyküleyici Anlatım Örneği

Ayakkabıcı, iskemlesine oturdu. Hasan da merakla karşısına geçti. Şaşarak, eğlenerek seyrediyordu. Tamirci, kartona benzeyen kalın deriyi iki tarafı keskin, incecik, sapsız bıçağıyla kesti. Ağzına bir avuç çivi doldurdu. Sonra bunları ağzından çıkarıp ayakkabıların altına çabuk çabuk mıhladı. Deri parçalarını pis bir suya koyup ıslattı. Mundar çanaktaki macuna parmağını daldırıp tabanlara sürdü. Hasan bunların hepsine dikkatle bakıyordu. Susuyor ve bakıyordu.

Betimleyici Anlatım
Varlıkların görülen veya görülmeyen özelliklerini sözlü olarak açıklayıp tanıtan, göz önünde canlandıran anlatım türüne betimleyici anlatım denir. Betimleyici anlatım, en genel ifadeyle sözcüklerle resim yapma işidir. Bu anlatım türünde varlıklar veya kişilerin özellikleri okuyucunun zihninde somut hale getirilir. Betimleyici anlatımda görme duyusu başta olmak üzere işitme, dokunma ve koklama duyularıyla okuyucuya bir izlenim kazandırma amacı vardır.
Betimleyici anlatımda amacın gerçekleşmesi için titiz bir gözlem gerekir. Gözlem sırasında ayırt edici özelliklerin anlatılmasına özen gösterilir.

Betimleyici Anlatım Örneği

Evler hep ahşap ve iki katlı. Köhne çatılar, karşıdan karşıya birbirinin üzerine abanır gibi uzanmış eski zaman saçakları… Ortada baştan başa uzanan bir aralık kalmış olmasa sokak; üstü kemerli, karanlık bir geçit olacak. Doğuda, batıda bu aralık renkten renge giren bir ışık yolu olur. Fakat sokağın yanları her zaman serin ve loştur. Köşenin başında durup bakarsanız her pencerede kırmızı toprak saksılar ve kararmış gaz sandıkları görürsünüz. Saksılarda al, beyaz, mor sardunya, küpe çiçeği, karanfil; gaz sandıkları da öbek öbek yeşil fesleğenle dolu.

Hikaye Türünün Tarihi Gelişimi

Bu başlık altında Hikaye türünün Dünya edebiyatı ve Türk edebiyatı açısından tarihsel gelişimini ele alacağız.

Dünya Edebiyatında Hikaye

  • Dünya edebiyatında hikaye türünün kurucusu İtalyan yazar Boccacio’dur. En Önemli öykü kitabı ise Decameron‘dur.
  • Hikaye türünün diğer önemli yazarları: Rusya’da Çehov, Fransa’da Maupassant, Amerika’da O’Henry

Türk Edebiyatında Hikaye

  • Türk edebiyatımızda modern hikayeden önce “halk hikayesi, destan, masal efsane, mesnevi” türlerinde öykünün yerini tutan, anlatma ihtiyacını karşılayan ürünler vardı.
  • Modern hikaye örneklerimiz Tanzimat dönemi ile birlikte görülür.
  • Modern öyküye geçişin ilk örneği Emin Nihat’ın masal özellikleri taşıyan “Müsameretname” adlı eseridir.
  • Türk edebiyatımızda ilk hikaye örneği Ahmet Mithat Efendi‘nin “Letaif-i Rivayat” adlı eseridir.
  • Batılı anlamdaki öykü örneğini ise Türk edebiyatımızda ilk Sami Paşazade Sezai “Küçük Şeyler” adlı eseriyle vermiştir.
  • Öykü asıl gelişimini edebiyatımızda Servett-i Fünün ve Mili edebiyat döneminde sağlamış, Cumhuriyet döneminde ise bunu pekiştirmiştir.
  • Türk edebiyatımızdaki en önemli öykü yazarları; Sait Faik Abasıyanık, Ömer Seyfettin, Memduh Şevket Esendal, Haliharnas Balıkçısı, Sabahattin Ali, Orhan Kemal, Aziz Nesin ve Haldun Taner’dir.

 
» Önerilen: Anlatmaya Bağlı Metinler
» Önerilen Sanatsal Metinler

İlgili Makaleler

7 Yorum

  1. Blgn Hikaye gibi olsa negüzel hayat Leyla ile mecnun Ferhat’la şirin gibi hikayesi vardır insancıkların ss r.f.k

  2. Blgn Uşak Lisesi Edebiyat Bölümünden Mezun Olmuştum Lisede Ne Ebedi Aşk Hikayeleri Bölümü İşlemiştik Lisede Aşık Olmuştum Hala Etkisinde Kalmıştım Unutamadım Hala

  3. Serkan Belgin siz begendinizmi anlayabildinizmi konuları: hahashhhaaa kjskjskjskjsksjksjksjksjksjlsjlsjks

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir