Semai Nedir? Semai Örnekleri ve Özellikleri
Ana Başlıklar;
Semai Nedir?
Daha çok sevgi, aşk, ayrılık, doğa, güzellik gibi konuların işlendiği âşık tarzı halk şiiri nazım şekline semai denir. Halk edebiyatı nazım şekillerinden semainin hece ve aruzla yazılan iki çeşidi vardır. Heceyle yazılan semai, şekil açısından koşmaya benzer. Ancak koşmaya göre daha hafif ve uçarı bir havası vardır. Hece ölçüsüyle yazılan semaide 4+4 duraklı 8’li hece ölçüsü kullanılır.
Semainin Özellikleri
Semainin özelliklerini maddeler halinde şu şekilde sıralayabiliriz:
- Arapça “sema” (işitme) sözcüğünden türemiştir, Sözlük anlamı “işitilerek öğrenilen şiir” demektir.
- Uyak düzeni ve dörtlük sayısı koşmayla aynıdır. Dizelerinin hece sayısı ve özel bir ezgiyle söylenmesi yönüyle koşmadan ayrılır.
- Semai, 8’li hece ölçüsünün 4+4 veya 5+3 kalıbıyla yazılır.
- Nazım birimi dörtlüktür, dörtlüklerin sayısı 3 ile 5 arasında değişir.
- Kendine özgü bir ezgisi vardır ve bu ezgiyle söylenir.
- Semailerde sevgi ve güzellik temaları başta olmak üzere doğa ve ayrılık temaları da ele alınır.
- Semainin uyak düzeni koşmaya benzer. Ancak koşmaya göre daha kıvrak daha canlı bir üslubu vardır.
- İlk dörtlüğü aaab abab aaba abcb şeklinde diğer dörtlükler dddb eeeb fffb şeklindedir.
- Hece ölçüsü ve aruz ölçüsüyle yazılan/söylenen iki çeşit semai vardır. Hece ölçüsüyle söylenen semailer aruz ölçüsüyle söylenenlerden şekil ve tür özellikleri bakımından tamamen farklıdır.
- Son dörtlükte şair adını veya tapşırmasını söyler.
- Aşık Ömer, Karacaoğlan ve Erzurumlu Emrah bu alanda en meşhur isimlerdir.
Semai Örnekleri
Semai Örnekleri - Karacaoğlan
Yeşil başlı gövel ördekUçar gider göle karşı
Eğricesin tel tel etmiş
Döker gider yare karşı
Telli turnam sökün gelir
İnci mercan yükün gelir
Elvan elvan kokun gelir
Yar oturmuş yele karşı
Şahinim var bazlarım var
Tel alışkın sazlarım var
Yare gizli sözlerim var
Diyemiyom ele karşı
Hani Karac’oğlan hani
Veren alır tatlı canı
Yakışmazsa öldür beni
Yeşil bağla ala karşı
Elif Diye - Karacaoğlan
İncecikten bir kar yağarTozar Elif Elif diye
Deli gönül abdal olmuş
Gezer Elif Elif diye
Elifin uğru nakışlı
Yavru balaban bakışlı
Yayla çiçeği kokuşlu
Kokar Elif Elif diye
Elif kaşlarını çatar
Gamzesi bağrıma batar
Ak elleri kalem tutar
Yazar Elif Elif diye
Evlerinin önü çardak
Elifin elinde bardak
Sanki yeşil başlı ördek
Yüzer Elif Elif diye
Karacaoğlan eğmelerin
Gönül sevmez değmelerin
İliklenmiş düğmelerin
Çözer Elif Elif diye
Al Önlüklü Mavi Yazma - Karacaoğlan
Al önlüklü mavi yazmaGey karşımda salın, dilber.
Yalın ayak yere basma,
Geyin altun nalın, dilber.
Bir yar sevdim, gücüm yetmez;
Gönül düşkün, terk edemez.
Havalanmış, elim yetmez
Göğe çıkmış dalın, dilber.
Kirpi(ği)n oktur, kaşların yay.
Dişlerin inci, yüzün ay.
Ben söyledim, sen bir bir say.
Hak arttırsın malın, dilber.
Karac’Oğlan, derdim çoktur.
Kaşlar kara, bakış oktur.
Bir misli, menendi yoktur.
Nice senin halın, dilber?
Annacımdan Gelen Gelin - Karacaoğlan
Annacımdan gelen gelinGelin, bana gelip durur.
Benim seni sevdiğimi
Cümle âlem bilip durur.
Tırabulus var belinde.
Hakk’ın kelâmı dilinde.
Doldurmuş kadeh elinde,
İçememiş tutup durur.
Kadehi aldım elinden,
Sarıldım ince belinden,
Hiç mi bilmem dost halından,
Gözüm seni görüp durur.
Karac’Oğlan der: N’olalım?
Emmi, dayı bir olalım.
Dedim: “Dilber, sarılalım.
Can intizâr olup durur.”
Bir Yiğit Gurbete Çıksa - Karacaoğlan
Bir yiğit gurbete çıksa,Gör başına neler gelir.
Merdin, sılayı andıkça,
Yaş gözüne dolar gelir.
Bağrıma basarım taşlar,
Akıttım gözümden yaşlar.
Yavrısın aldıran kuşlar,
Yuvasına döner gelir.
Kocadım, çekemem nazı.
Bağrıma dökemem közü.
Yârin bana kötü sözü
Kara bağrım deler gelir.
Evlerinin önü söğüt.
Atalardan kalmış öğüt;
Yârinden ayrılan yiğit,
Sılasına döner gelir.
Yaşa, Karac’Oğlan, yaşa!
Ben söylerim coşa coşa.
İş düşünce garib başa,
Düşünerek gider gelir.
Gönül Gurbet Ele Çıkma - Erzurumlu Emrah
Gönül gurbet ele çıkmaYa gelinir ya gelinmez
Her dilbere meyil verme
Ya sevilir ya sevilmez
Yöğrüktür bizim atımız
Yardan atlattı zatımız
Gurbet ilde kıymatımız
Ya bilinir ya bilinmez
Bahçemizde nar ağacı
Kimi tatlı kimi acı
Gönüldeki dert ilacı
Ya bulunur ya bulunmaz
Deryalarda olur bahri
Doldur ver içem zehri
Sunam gurbet elin kahrı
Ya çekilir ya çekilmez
Emrah der ki düştüm dile
Bülbül figan eder güle
Güzel sevmek bir sarp kale
Ya alınır ya alınmaz
Gel Dilberim - Aşık Ömer
Gel dilberim kan eylemeSeni kandan sakınırım
Doğan aydım esen yelden
Seni günden sakınırım
Tabibin hışmınan bakma
Ben kulun odlara yakına
Yanağına güller sokma
Seni gülden sakınırım
Halden bilür haldaşım var
Yola gider yoldaşım var
Üç yaşında kardaşım var
Seni ondan sakınırım
ÖMER’im der ben de geldim
Tazelendi eski derdim
Sen bir kuzu ben bir kurdum
Seni benden sakınırım
Salmup Seyran Yerine - Aşık Ömer
Salmup seyran yerineÇıkan dilber kiminsin sen
Siyah zülfün mah yüzüne
Döken dilber kiminsin sen
Baktım gözüne kaşına
Benzettim hümâ kuşuna
Beni hicran ateşine
Yakan dilber kiminsin sen
Payine yüz süren kullar
Demadem medhin iderler
Al yanak üstüne güller
Takan dilber kiminsin sen
Seyrana giden bostana
Bülbül konar gülistane
Bize mestane mestane
Bakan dilber kiminsin sen
Aşık Ömer gayre varma
Varup divanına durma
Eli göze siyah sürme
Çeken dilber kiminsin sen
Bugün Ben Bir Bağa Girdim - Gevheri
Bugün ben bir bağa girdimNe bağ duydu ne bağbancı
Gülün şeftalisin derdim
Ne bağ duydu ne bağbancı
Bağın duvarından aştım
Kırmızı gülüne koştum
Öptüm sardım helallaştım
Ne bağ duydu ne bağbancı
Bağın kapısını açtım
Sanasın cennete düştüm
Doldurdum badesini içtim
Ne bağ duydu ne bağbancı
Seherin tan yeri attı
Bülbül elvan elvan öttü
Gevheri yükünü tuttu
Ne bağ duydu ne bağbancı
» Aşık Edebiyatı
» Halk Edebiyatı
Biraz daha fazla şiir eklerseniz daha güzel olabilir ama yine de teşekkürler.